Yazan: Nafiz BALCI

Güney Amerika 1997

Önceki bölüm için tıklayın

... Bölüm II

 

 

11.5.1997 Bu gün kampı toparladım ve Tinqui'ye doğru dönüşe başladım. Köye varışım iki gün sürecekti. Çantam artık hafifti.
12 Mayıs: Son kampımı kurdum. Kamp yerim harika, doğal sıcak su havuzcukları ile dolu çimenlik bir alan. Çamaşırlarımı yıkadım, serilip güneşlendim, kebap. Akşam yemeğine beni ısrarla dağ rehberi sanan bir ailenin evine gittim. Yemekte haşlanmış beyaz patates vardı. Patates suyu çorbası, muz ve unicef tarafından dağıtılan bebek mamasından içtik. Sohbet, muhabbet, iyi bir akşam yemeği oldu. Ertesi gün sekiz saatlik bir yürüyüşle Tinqui'ye ulaştım.
13 Mayıs: Sabah erkenden (03:00) kalktım, Urcus'a tropik meyve, yuka patatesi ve insan götüren bir kamyon ile geri döndüm.
Misti (5822 mt)
2380 mt.de kururlu Araquipa şehri Misti volkanı eteklerini sıyıran Şili nehri vadisinde yer alır.Her iki yanındaki kütlelerle Misti (chachani 6057mt ve Pichu pichu 5669 mt) şehrin her yerinden görülebilir.Yarı çölümsü iklimin hüküm sürdüğü bu topraklarda kaktüs ve dikenli çalıların arasından her üç yükseltinin kar ve buz ile kaplı zirveleri çok uzak mesafelerden bile şeçilebilir. Bu üç zirveden özellikle Misti volkanı ben dahil birçok turistin uğrak yeri olmuştur. Zirveyi kaplayan buzulda zaman zaman kesintiye uğrasa da son derece geniş ve rahat bir patikadan en yüksek noktaya erişebilir 5500 mt. de başlayan zirve buzulu dışında hiçbir yerde su olmadığı için Araquipa'dan litrelerce su alınmalıdır.
14 Mayıs Saat 09:00 Taksi ile Araquipa'nın dış mahallelerine çıktım. Arabadan indiğim Sn Luis mahallesi 2800 mt. de bulunuyordu. Çantamı kontrol edip yürüyüşe başladım. Oldukça zor bir zeminde patikadan 4500 mt. ye kadar yürüdüm.Yer kum ve yumşak toprak karışımı bir tabaka ile kaplı. Hava çok sıcak ve çantam dışında hiç bir yerde su yoktu.Çıkışım hızlı olsun diye yanıma sadece 3lt. su almıştım. Planım buzula varınca bolca su eritip sonra zirveye varmaktı.
16.30 Hesaplarım tutmadı, buzula varmadan çadırımı kurmuş içine yerleşmiştim. Artan susuzluğumu unutmak için bir an önce uyudum.
15 Mayıs: saat 07:30 Yola çıktım. Saat 12:00 de 5500 mt. deki buzuldayım. Gelirken 5100 - 5300 mt. lerde çok sayıda iyi hazılanmış çadır yerleri gördüm, ancak oldukça pis kullanılmışlardı.
15:30 Buzuldan sonra zirveye ulaşmam kolay oldu. İki defa 3+ mix tırmanışı yaptım. (Sadece 8-10 mt. kadar) Zirvedeki dev krater ve etrafın manzarası beni büyüledi. Şaşkınlıktan bakakalmama neden olan şey ise, 5822 mt. de bulunan, 5 metre uzunluğunda demir yolu rayından yapılmış olan haçtı.(bir bira şirketi sponsorluk yapmış) Saat 17:00 kampa döndüm.
16 Mayıs: Saat 09:30 Kampı topladım ve dönüşe geçtim. Saat 12:30 Araquipa'nın dış mahallelerine vardım. Taksi ile otele döndüm.
Bolivia Yolunda
Misti çıkışından bu yana iki ay geçmişti. Auzangate turları ve Cusco'nun yerleşim yüksekliği aklimatizosyon düzeyimi korumuştu. Çalışarak yeterince para biriktirebilmiştim. Artık Bolivya'ya geçip yeni bir ülke görmek ve Cordillera'da bulunan altı 6000 mt lik ten birkaçını denemek istiyordum.
Önce otobüsle Puna'ya gittim. Oradan da Titi Caca gölü kıyısında geçerek sınıra ve Bolivya'ya girdim. Sınırdan 2-3 km. uzaktaki Copa Cabana'dan La Paz'a otobüs buldum. Birkaç saatlik bir yolculuk ve Cordillera Real manzarası ile kente vardım.
La Paz : Şehir merkezi Plaza Murillo 363 6mt. de bulunsa da dış mahallerin oluşturduğu El Alto semti 4000 mt. nin üzerine çıkmaktadır.Her yerde görülebilen İspanyol koloni mimari örnekleri sadece geçmişi yansıtır. Kent ve kültür eski inka imparatorluğunun sahipleri olan Ayamara ve Quechua'dır.Yüksek fötr şapkalı, şişman, bol ve kabarık etekli bolivya kadınları sokak köşelerinde,kaldırımlarda, parklarda peynir ve ekmek satarlar.İsteyene oracıkta koca bir tas kahve ve peynirli sandviç hazırlarlar. Yarım yamalak isponyolca bilen şehirlileri, sadece Ayamara yada Quechua dili konuşan köylüleri ile bence Bolivya Latin Amerika'nın enilginç ülkesidir. Eğer Bolivya'ya yolunuz düşerse mutlaka Potasi şehrine (4070 mt. de kurulu) uğrayın.
Ancojoma (6427mt.)
La Paz'da bir hafta kalmak yetti. Cusco'da tanıştığımbir Güney Afrikalı Sorata'da (2695 mt.) iş bulabileceğimi, çünkü yakınında iki meşur 6000 mt. likbulunduğunu söylemişti. Verdiği adresle Sorata'ya gittim. Beş saatlik tozlu bir yolculuktan sonra kasabaya vardım. Ama iş bulamadım. Mevsim erkenmiş beklersem belki… Bende hem aklimatizasyonumu güçlendirmek, hem de bölgeyi ve iki büyük zirveyi tanımak için bir haftalık bir yürüyüş yapmaya karar verdim.
24 Temmuz: Sorata'dan 08:30 da yola çıktım. Kasabanın kurulu olduğu vadiden dağa doğru giden patikayı bulup ilerledim. Havanın sisli olması zaman zaman köy evlerine yada farklı yönlere giden ayrımlarda kaybolmama neden oldu. Yaklaşık sekiz saatlik yürüyüşten sonra 4200 mt. de bulunan Chiyu Chiyu bölgesinde ilk kampımı kurdum. Yüküm herzamanki gibi çok ağırdı. Özellikle çok dik olan son bölümde omuzlarımın çökeceğini sandım.Kamp yerimden Batı Amazonları kaplayan alcak bulut kümelerini ve arlarda Ant'ların doğu zirvelerini, çoğu buzullarla örtülü 5000 mt. likdağları izleyebiliyordum. Gece oyalanmadan yattım.
25 Temmuz: Erkenden kalktım. Uzun ve keyifli bir kahvaltı yaptım. Saat 08:45 te toparlanıp yola koyuldum. Aklimatizasyon problemi yaşamıyordum. Ama vucudum hamladığı için her yanım ağrıyordu. 5000 mt. ye kadar çıktım.Buradan görünen illiampu'nun (6370 mt.) doğusuna iyice yaklaşmak istiyordum. Hepsi birbirinden derin beş vadi geçtim. Yükseklik kaybetmemeye çalışarak doğu yüzüne yaklaşabidiğim kadar yaklaştım.
16:30 kamp kurmaya karar verdim. Gece bol miktarda sıvı alıp iyi bir yemek yedim.Çantam hala çok ağırdı. Dezenfekte etmek için suyu sürekli kaynatıyordum. Yolda bir sürü siyah dağ karacaları ve Atmaca gördüm. Atmacalar kahverengi kuyruklu ve kanattan tek-beyaz çizgili idiler.
26 Temmuz: Saat 09:45 te yola çıktım. Sevinçle illiampu'nun Doğu yüzüne ilerlerken arada oldukça derin bir vadi daha olduğunu gördüm. Buradan çok zor ve dik bir inişle 700 mt. aşağıdaki vadi tabanına ulaştım. Önümde Pico del Norde'nin kaya-buz duvarları yükseliyordu. Duvarları oldukları yerde bırakıp Kuzey batıya geçtim. İki vadi daha aşıp kuzey batıya iyice yaklaştım. 4700 mt. de kamp kurdum. Berbat bir kamp yeridi. Hava genellikle olduğu üzere saat 14:30 dan sonra bulutlandı.
18:30 çadırı kurar kurmaz hava karardı. Ayakkabılarım gittikçe kötüleşiyordu Ertesi gün için iyice Batıya geçip illiampu ve Ancojoma'nın ana kampını aramaya karar verdim.
27 Temmuz: Saat 10:22 de yola koyuldum. Takip edebileceğim bir patika yoktu. 4500-4900 mt. leri arasında batı yüzünden uzun bir yan geçiş yaptım. 4800mt. de rastladığım babalar beni şevklendirdi. 4950 mt. de her iki altıbinliği de görebileceğim bir yere geldim. Buradan 500 mt. ilerdeki patikayı yakalayıp 5040 mt. deki ana kampa 15:40 da vardım. Çadırımı kurdum. İçinde buzların yüzdüğü gölde çoraplarımı yıkadım. Söküklerimi diktim. İki ingiliz dağcıdan rota ile ilgili bilgi aldım. Yarın 5600 mt. ye çıkmak istiyorum.
28 Temmuz: Sabah 07:15 te kalktım, çantamı hazırladım. 08:45 te yola çıktım. İngiliz dağcılar haritalarını bırakmışlardı. Bir saat patikada ilerledim ve buzula vardım. Bir süre buzula girmeden ilerledim.
10:15 kramponlarımı taktım ve 5650 mt. ye kadar buzula dikilmiş işaret bayraklarını izleyerek ilerledim.Çok büyük ve derin çatlaklar arasından buzulun kaya duvurlarla birleştiği kenardan devam eden inişili çıkışlı bir rota çizilmişti. Oldukça güvenliydi.
Şu an 5850 mt. de kurduğum kampımdayım. Buraya kadar benden öncekilerin izlerini takip ederek geldim. 14:10 da ulaştığım kamp yerine kadar herşey güvenli gitti. Buradan sonra izler kayboluyor önümde uzun bir buzul vadisi ve oldukça iri çatlaklar görünüyor. Öğleden sonraları rutin olarak yağan kar vadiyi diz boyu kaplamış. İyice dinlenip yarın zirveyi deneyeceğim. 6400 mt civarında bir "sky line" çatlağı
29 Temmuz: Saat 07:50 kalktım. Gece uyuyamamıştım.Çadırın tabanı delik, su alıyor. Mat da eski olduğu için suyu sünger gibi çekti. Buzulda tek mat kulanmak akıllıca değilmiş.
09:15 de kahvaltı ve hazırlık sonrası çadırdan çıktım. 6000 mt. ye kadar çok sayıda karla kapanmadığı için belli olan çatlaktan atlamak zorunda kaldım. Sonra 50-55 derecelik bir tırmanış. Uzunluğunu hatırlamıyorum. 150 mt. den fazla olmalı. Bu tırmanış sırasında birkaç dar buzul çatlağı geçtim. Ardından kısa bir düzlük ve 40-45 derecelik ikinci etap başladı. Sonuda da dar bir sırttan zirve platosuna vardım. Saat 12:40 6427 mt. deyim. Titi Caca gölü ve Peru Ant'ları tam karşımda duruyor. Amazon hala bulutlarla kaplı. Rüzgara rağmen güneş ısıtıyor. Çok mutluyum.

Ancojama zirvesinden (6427mt) illiampu

13:00 Dönüşe başladım. 50-55 derecelik eğimi olan bölümde iki buzul çatlağından yaptığım dik sıçrayışlar dışında herşey yolunda gitti. 6000mt. platosunu çıkış izlerimi takip ederek geçtim. Saat 14:12 de 5850mt. deki çadırımdayım. Hava her zamanki gibi bulutlu. Kar yağıyor.İzlerim kapanmaya başladı. Akşam güzel bir yemek yedikten sonra erkenden yattım.
30 Temmuz: Saat 10:00 Kampı topladım ve inişe başladım. Önce yarı açık izleri ve 5600 mt. den sonra bayrakları takip ettim. 12:40 göldeyim. 13:40 Öğle yemeğini yiyiyorum. Gölde 10-15 dk. oyalandıktan sonra Sorata'ya giden patika ile 4500 mt. civarında bir başka göle ulaştım. 17:00 İsmini hatırlıyamadığım bu gölde kampımı kurdum.
31 Temmuz: Saat 10:00 da kampımı toplayarak yola koyuldum. Keyifli bir yürüyüş sonunda saat 13:05 de Sorata'ya varmıştım.