Panama
yolcuları indiler.Uçak yeniden havalandı, dört saat sonra da Lima'ya
indi.Saat sabahın dördü olmuştu.Bu saatte bilmediğim bir şehirde merkeze
yakın ve ucuz otel bulmak imkansızdı.Bu nedenle önüme çıkan ilk komisyoncu
ile, hiç şansım olmadığı halde, pazarlığa oturdum. Pahallı da olsa yatıcak
bir yer buldum. İlk işim uyumak oldu. Geç vakitte uyandım, duş yaptım
ve sonra Lima'yı keşfe çıktım. Kahvaltı yapmak için uygun bir yer aradım.
İspanyollardan kalma eski, bakımsız ama güzel görünümlü binalar arasında
geziyordum. Bu arada, bir şeyler yemek için girdiğim büfeden Peru'da
otobüs ve kamyonla bazen de tren ve kano ile her yere gidilebilineceğini
öğrendim. Hemen ülkenin en prestjli şirketi olan Ormena'nın otobüs terminaline
gidip ertesi gün için Cusco'ya bilet aldım. Yolculuk oldukca uzun sürdü.Önce
Peru'nun bütün batı sahilini 2200 km boyunca kaplayan çölü geçip Aravipa'ya
vardık.1000 km'lik bu yolculuk yirmi saati buldu. Burada sekiz saat
mola verdikten sonra İnka imparatorluğunun baş kenti Cusco'ya yola çıktık.
Ertesi gün sabah 06:00 civarı Cusco'ya vardık. Yolculuk sıfır metrede
başlamıştı.İlk gün 2380 mt olan Araquipa'ya vardık, oradan da diğer
gün, 3300-3500 mt'ler arasında bir yamaç üstünde kurulmuş Cusco'da sona
erdi.
Cusco |
|
Cusco
Mart ayı Peru'da sonbahar başlangıcıdır.Yaz boyunca Brezilya yağmur
ormanlarından, hatta okyanustan gelen bulutlar Ant Dağları'na
kar bırakır.Kış, Peru amazonları için yağmur mevsimidir.Irmaklar
yataklarından taşararak bütün ormanı kaplar.Antların arasında
yer alan Cusco yaz yağmurlarını atlatmış, sonbaharla beraber daha
serin, kuru fakat güneşli kış mevsimine girmekteydi. Burada bir
kaç ay kalmak istiyordum. Bu nedenle iş aradım. Bulmam zor olmadı.
Cusco'nun kuzey doğusunda bulunan Manu milli parkında ve güney
doğusunda bulunan Auzangate sıra dağlarında turlar düzenleyen
bir şirkette rehber olarak çalışmaya başladım.Böylece üç Auzangate
yürüyüşünde bölgeyi iyice öğrenme fırsatı buldum. |
|
Auzangate
Yürüyüşü |
|
En
yüksek noktası silsileye ismini veren Auzangate (6370 mt) zirvesidir.Çok
sayıda 5000 ve 6000 metrelik zirveleri barındırır.Hepside beşbin
metreye kadar inen büyük buzullar ile kaplıdır. 4000-5000 mt
arasında kıvrılan yeşil vadilerde çok sayıda Quechua köyü ve
buraların tek geçim kaynağı alpaca sürüleri bulunur. İşte bu
eski buzul vadileri, yüksek geçitler, köyler, alpaca ve lama
sürüleri, buzul gölleri ve dev şelaleler arasında geçer Auzangate
yürüyüşü. Mevsimden ötürü öğlen onikiden sonra yükseklerde kar,
yeşil vadilerde ise yağmur yağar. Dağ hastalığı ve hipotermia'ya
karşı dikkatli olmak gereklidir. Yürüyüş, İnka köyleri ve otlaklar
arasındaki patikalarda rahat bir yürüyüş şeklinde geçtiği için,
sarp zirveler ve buzulların, buzul göllerinin ve bu göllere
metrelerce yüksekten dökülen şelalelerin oluşturduğu manzaranın
tadını doyasıya çıkartabilirsiniz. Buraya ulaşmak için Urcus'tan
Puerto Maldonado'ya giden kamyonlardan birini yakalamanız ve
Tinqui köyüne kadar 2-3 dolar vermeniz yeterlidir.
|
|
Expedisyon
Zamanı |
Yaklaşık
bir aydır 3500 mt de yaşıyordum. Üstelik iki defa yüksek irtifa
yürüyüşü yapmıştım ki aklimatizasyon için daha iyisi olamazdı.
Sonbahar ilerledikçe yağışlar da azaldı. Artık hava, gündoğumundan
öğleden sonraya kadar güneşli, akşamüstleri sisli ve yağışlı oluyordu.
Yamaçlar kar doluydu. Kışı beklemeyip sonbaharın sonuna doğru
Auzangate'nin yolunu tuttum. Cusco'dan bulabileceğim en hafif
yiyecekleri almıştım. Oniki günlük yiyecek ve malzeme ile birlikte
çantamın ağırlığı 30 kg'a yaklaşıyordu. Bu kabul edilemez bir
ağırlık olmakla birlikte başka seçeneğim olmadığından kabul etmek
zorunda kaldım. Cusco'dan Urus'a otobüsle gittim. Puerto Maldonado
ve Ocongate'yi bira, mazot ve insan taşıyan kamyonlar ile geçerek
Tinqui köyüne ulaştım.(4 Mayıs.1997)
Yola sabah 06 sularında çıkmıştım. Tinqui'ye vardığımda hava kararmıştı.
"Hostel de Tinqui"de geceledim. Ertesi sabah erken kalkıp beni
ve çantamı taşıyacak iki at kiraladım. İlk bir günlük yürüyüşü
bu yolla katedecektim. Bu sayede dağa yaklaşırken gücümü korumayı
planlıyordum. Fakat plan işe yaramadı. İki tane uzun bacaklı iri
ve güçlü at yerine iki kısa bacaklı, kalın gövdeli ve uzun tüylü
at geldi. Bunlara yüksek irtifa atı da diyebiliriz. Bütün Ant'larda
karşılaşabilirsiniz (nedense bunu sonradan öğrendim). Kamp kurmayı
düşündüğüm yere vardığımızda, bacaklarımın ve kıçımın ağrısı ve
bir ara kaçan atları yakalamak için sahipleri ile birlikte yaptığımız
koşturmadan oluşan morluklar erkenden uyumama yardımcı oldu. |
Santa Catalina o Chilenita
küçük zirve (5630mt) |
|
5
Mayıs: Ertesi
gün 09:30
gibi
yola çıktım ve ilk olarak tırmanmayı planladığım zirvenin
eteğine kadar dört saat yürüdüm.5050 mt de kamp kurdum
ve o günü dinlenerek geçirdim.
6
Mayıs:
Saat
08:40 kamptan
ayrıldım. Dik ve kötü bir çarşaktan yarım saat yürüdükten
sonra buzula vardım. Hava açık.
09:00
Krampon taktım. Kramponla dik ve yorucu bir tırmanıştan
sonra zirveye giden sırta vardım. Sırta kadar kar yoktu,
fakat yaklaştıkça ve tam sırtta buzul çatlaklarını iyice
gizleyen kalın ve yumuşak bir kar tabakası ile karşılaştım.
|
|
12:30
Sırta ulaştım. Çıkışta oldukça yavaştım. Hava bulutlanmaya başlamıştı,
burada uzunca bir süre dinlendim. Zirveye çok yaklaşmış olmama
rağmen bolkar ve buzul çatlakları ile dolu bu rotada baş ağrısı
ve mide bulantısı ile yürümek çok zordu. Birşeyler içip kendime
geldikten sonra kısa mesafeleri uzatmak pahasına buzul çatlaklarından
kaçınarak zirve geçidine geldim. |
13:30
Zirvenin
tam altında çantamı bıraktım. Rüzgar artıyor, çoğalan bulutlar
zirveyi yalayarak geçiyorlardı. Zirve tepeciği sonunda bir
kar-buz duvarı olarak önümde belirdi. 2-3 mt yükseklikte
olduğunu varsaydığım bu duvarcık, yanına geldiğimde 8-10
mt lik gerçek kütlesi ile beni hayal kırıklığına uğrattı.
Kütlenin kuzeyine doğru yan geçiş yaparak alçak bir noktasını
bulmaya çalıştım. Bu arada iki kez, kütlenin eğimli yüzey
ile birleştiği noktadaki buz çatlağına kaydım. Neyseki bunlar
çok kısa düşüşlerdi. Bunlar beni fazla korkutmamış olacakki
kendi kendime daha dikkatli olmam konusunda telkinlerde
bulunarak tırmanmaya başladım. Kütlenin 65-70 derece eğimde
3-4 mt kadar yükseldiği bir noktadan altımda kuzey buzulunun
manzarıası olduğu halde zirve sırtına çıktım. Sonunda zirveye
varmıştım. |
|
|
14:35
Santa
Catalina o Chilenita küçük zirve (5630mt)Hava rüzgarlı,sisli ve
kar yağışlı. İlk defa bu kadar yüksekliğe çıkıyorum. Halen başım
ağrıyor, buna rağmen moralim iyi. Birsürü fotoğraf çekip dönüşe
geçeceğim.
14:40 İnişe başladım.
17:10
Çadırıma ulaştım, yemek yedim ve yattım.
|
Maria Huamantilla
(5450mt) |
7
Mayıs: Maria
Huamantilla'ya yaklaştım. Yürüyüş kısa sürdü, günün geri kalanında
dinlendim.
8 Mayıs: Saat 07:10
çadırdan çıkıp yola koyuldum. Hava tahminlerim doğrultusunda açık
gidiyor, 20 dakika sonra zirve rotası olan sırta vardım. |
07:30
Sırt üzerinde krampon taktım. Bazen hayli ürkütücü olabilen buzul
çatlaklarının arasından 50 dereceye varan bir eğimde tırmanışa
devam ettim. 5300 mt.de 6 mt yükseklik ve 3+ zorluktaki kaya-buz
zeminde ip inişi yaparak rotayı takip ettim. |
|
09:40
Maria Huamantilla (5450mt) zirvedeyim. Hava güzel, biraz dinleniyorum. |
10:00
Geri dönüşe başladım. İp inişi yaptığım yerde bu kez tırmanış
yapmam gerekti. Çıktığım sırttan inerek 5000 mt.deki kampıma vardım.
Kısa, hızlı, verimli bir çıkıştı. |
Ninaparaco (5810mt) |
Maria
Huamantilla'nın altından kampımı topladım ve bölgedeki köylülerin
kullandıkları patikaları kullanarak Ninaporaco'ya vardım. Yol
iki gün sürdü ve artık başım ağrımıyordu ne iyi. Mesafeleri koşar
adımlarla alıyordum. Buna rağmen bu seferde yolda beni durduran
köylülere doktor olmadığımı ve onlara ilaç veremeyeceğimi anlatmaktan
(yada anlatamamaktan) yoruldum. Bunlar dışında, ekmek ve şeker
karşılığında tütsülenmiş alpaca eti, koka yaprağı takas etmek
isteyenler, lama yününden el örgüsü çanta satmaya çalışanlar da
oldu. Öğlen vakitlerinde kuzey duvarlarından dev buz çığları düşüyordu. |
Alpacalar |
9
Mayıs:
Zirvenin altında, olabilecek en yakın noktada (5250 mt)kamp kurdum.
Buraya varabilmek için döküntü ve çatlaklarla dolu bir buzulu
5100 mt civarında uzun sıçrayışlarla yan geçmem, dik bir çarşak
çıkmam ve iri döküntü kayalardan oluşan bir yığını geçmem gerekti.
Sabah erken kalktım. (10.Mayıs.1997)
Hava kalın ve gri sirus bulutlar ile kaplı olmasına rağmen güneşin
sıcaklığını hissedebiliyordum. Kahvaltı ettim. |
07:30
gibi yürüyüşe başladım, 20 dakika sonra 5350 mt.lerde kara girdim.
Kramponlu oalarak 5600 mt.ye kadar bolkar kaplı uzun ve geniş
bir sırttan ve yine buzul çatlaklarından tırsarak yürüdüm. 5650
mt. civarında 700-800 mt.lik bir buzul platosunu ve zirveye
giden sırtı geçerek 5700 mt.de zirve tepeciğinin altına geldim.
Bolkar kaplı bu dik tepeciği tırmanmak zor olmadı10:50
Ninaparaco (5810 mt). Nereden nereye, bu seferde hiç bu kadar
yükseğe çıkmamıştım. Güneş ısıtıyor, gökyüzü parlak ve koyu
bir mavi, havada iri alto kümülüsler geziniyor.11:20
İnişe başladım. 12:50 Kamptayım.
|
|
|
|