sağlık
|
İnsan
organizmasının yüksek irtifadaki fizyolojik ve patalojik davranışı
Dr.Umut BEKTAŞ
Sayfa
2/2
yüksek
irtifada vücudumuzda neler oluyor
|
Akut Dağ Hastalığı ( ADH ) ( Acute Mountain Sickness-AMS )
|
2500
metrenin üzerinde, kişinin hipoksik-hipobarik (az oksijenli
düşük hava basınçlı) ortama yeterli toleransı gösterememesi
sonucu ortaya çıkan belirtiler bütünüdür. 1850-2750 metre arasında
görülme sıklığı % 20, 3000 metre üzerinde % 40 civarındadır.
Herkes bu hastalığa yakalanabilir. Daha önce karşılaşmamış olmanız
bir sonraki çıkışta olmayacağınız anlamına gelmez. ADH, çıkış
hızına, ulaşılan yüksekliğe, uyunulan yüksekliğe ve kişisel
adaptasyon yeteneğine bağlı olarak ortaya çıkar.
ADH olduğunuzu nasıl anlayacaksınız ?… Genellikle aklimatize
olmadan, hızlı ve aşırı eforlu çıkışlar sonrası, genellikle
2500 metrenin üzerinde ortaya çıkar. Mutlaka baş ağrısının olması
gerekir. Buna ek olarak da bulantı-kusma, yorgunluk-kuvvetsizlik,
baş dönmesi-boşluk hissi, uyuma güçlüğü gibi belirtilerden en
az birisi daha varsa buna Akut Dağ Hastalığı denir. Ciddi ADH
durumunda günlük aktiviteler sırasında hatta dinlenme periyodunda
bile nefes nefese soluma (kısa ve yüzeyel soluma-dispne) ve
dengesizlik de görülebilir. Ancak unutmayın, her baş ağrısı
ADH demek değildir. Yetersiz sıvıya (dehidratasyon) bağlı olarak
da baş ağrısı olabilir. Bunu ayırt etmek için hemen 1 lt sıvı
ve bir ağrı kesici alınır. Kısa zamanda ağrı geçerse (½-1 saat)
ADH değildir.
ADH, genellikle çıkışı takiben 6-10 saat sonra başlar (1 saatte
de, 24-48 saat sonra da daha az sıklıkla olmak kaydıyla başlayabilir).
Kendi kendini sınırlayan-durduran bir hastalıktır. Yani dikkatli
bir tedavi-program ile 2-3 gün içinde düzelir (kişi aklimatize
olunca).
|
ADH
tanısı konduktan sonra ne yapılmalıdır ? |
1-Daha
fazla yükseğe çıkmayın. En önemli uyulacak kural budur (altın
kural). Hele belirtiler sürerken asla tırmanmayın. Çünkü ADH,
YİBÖ nin daha hafif formudur. Bu şekilde devam ettiğiniz taktirde
belirtiler giderek kötüleşecektir. Bu da beyin ödeminin oluşması
ve yaşamınızın tehlikeye girmesi anlamına gelir.
2-Aynı yükseklikte dinlenin. Bol sıvı alın. Baş ağrısı için
ağrı kesiciler (Vermidon, Novaljin, Parasetamol vb), bulantı-kusma
için ilaçlar (Metpamid tb, Emedur tb vb günde 3-4 kez. Ayrıca
ampul formları da vardır) alın. Bu tür ilaçlar, eğer hastalık
ilerlerse belirtileri örtmeyeceği için güvenle kullanılabilir
(Hastalık ilerler ve herhangi bir ilaç sayesinde bu gizlenirse
birdenbire çok ciddi durumlarla karşılaşılabilir).
3-İniş her an yapılabilir. 300-500 metrelik bir irtifa kaybı
belirtilerde inanılmaz bir hızla düzelme sağlar.
4-Hafif şeklinde belirtilerde düzelme olmazsa (yaklaşık 6-12
saatte), ya da daha ciddi ADH belirtilerinin varlığında, yukarıdaki
önlemlere ek olarak asetazolamid (Diazomid-Diamox tb, 250 mg
lık formda) isimli ilacı kullanabilirsiniz. Bu solunumu uyaran
bir ilaçtır ve böbreklerden de bikarbonat (HCO3) atılımını artırır.
Bu şekilde vücuda giren O2 miktarı artar (solunumun uyarılmasıyla).
Asetazolamid'e aklimatizasyon sürecini çabuklaştıran ilaç da
denir. Sabah 125 mg, akşam 125 mg almak yeterlidir. 6-12 saat
içinde iyileşme gerçekleşmelidir. Başladıktan 2-3 gün sonra
kesilir (aklimatizasyon tamamlanınca). Bu ilacın allerjik reaksiyonlar,
ağız civarı ile el ve ayaklarda karıncalanma gibi yan etkileri
olabilir. İlaç kesildiği zaman bu yan etkiler de süratle kaybolur.
ADH varlığında Diazomid ya da Diamox alarak çıkışa devam etmek
hatadır. Ya da hastalığın geçeceğini umarak, ilaç kullanmadan
çıkışa devam etmek hatadır. Çünkü rahatlıkla beyin ödemi gelişebilir
ve hayatı tehdit edebilir.
5-Varsa O2 kullanmak çok faydalıdır. Ancak çok yüksek irtifa
dağcılığı yapmıyorsanız genellikle bulunmaz. Varsa 1-2 saat,
dakikada 2-4 litre şeklinde vermek yeterli olacaktır. ADH için
olmazsa olmaz değildir.
|
Burada
yeri gelmişken Diazomid kullanımından biraz bahsetmekte fayda var.
Tedavi amacı dışında çok nadir durumlarda çıkış öncesi profilaksi
(problem olmadan önlemeye yönelik olarak kullanmak) amacıyla kullanılır.
Bunlar: |
1-Daha
önceki çıkışlarda ADH'ya yakalanılmışsa,
2-Kısa zamanda süratle yükselinecekse,
3-Zorlu, süratli, çok yüklü tırmanış yapılacaksa,
4-Bir günde en az 1000 metre yükselip uyunacaksa.
|
Bu
amaçlar için kullanım şekli şöyledir: Tırmanıştan 1 gün önce sabah
ve akşam 125 mg alınır. Tırmanış başladıktan sonra 2-3 gün devam
edilir ve bırakılır (aklimatizasyon tamamlandığı zamandır). Yakınmalar
geçtikten sonra, genel aklimatizasyon kuralları doğrultusunda çıkış
sürdürülmelidir. Bazı kaynaklarda 250 mg sabah, 250 mg akşam kullanılması
(tedavi ya da profilaksi amacıyla) önerilmektedir. Ancak iki doz
arasında etki açısından anlamlı fark yoktur. Aksine daha yüksek
doz kullanıldığı zaman yan etkilerinin görülme oranı artmaktadır.
Kısaca toparlarsak, YİH grubundaki tüm hastalıklarda olduğu gibi
ADH da hipoksik-hipobarik ortam nedeniyle vücuda giren O2 miktarındaki
azalmaya bağlı olarak gelişir. Herkes her zaman yakalanabilir. Daha
önce hiç yakalanmamış olmak, olmayacak anlamına gelmez. Mutlak genel
kurallara uymak gerekir. |
Yüksekteki
her hastalığı aksi ispatlanana kadar YİH olarak kabul edin.
ADH yakınmaları varken asla tırmanmayın. Tedaviye rağmen kötüleşiyorsanız
zaman yitirmeden süratle inin. Asla ADH lı birini yalnız bırakmayın.
|
Yüksek İrtifa Beyin Ödemi (YİBÖ) ( High Altitude
Cerebral Edema - HACE )
|
ADH'nın
son safhasıdır. Burada da sorumlu vücuttaki O2 miktarının yetersiz
olmasıdır. Daha önce bahsedilen mekanizmalarla beyin dokusunda sıvı
toplanmasına (beyin ödemi) ve oluşan belirtilerin tümüne birden
YİBÖ denir. ADH belirtilerine ek olarak ataksi (dengesizlik, yürüme
bozukluğu), oryantasyon bozukluğu (kişinin bulunulan yerin neresi
olduğu, zamanın ne olduğu, kişilerin kim olduğu konusunda gerçekleri
tam bilememesi durumudur), hafıza bozukluğu, halüsinasyonlar (olmayan
şeylerin görülmesi), aşırı bitkinlik, konuşma bozukluğu, görme bozuklukları
(çift görme, bulanık görme vb), geçici felçler ya da his kusurları
görülebilir. YİBÖ genellikle yüksek irtifada, 1 hafta ya da daha
fazla kalınması sonrası ortaya çıkar. Tedavi edilmemesi ölümle sonuçlanabilir.
3500 metrenin altında pek görülmez. ADH belirtileri olmadan YİBÖ
olmaz (çok ekstrem durumlar hariç). Tanı için üç şey önemlidir:
|
1-ADH
belirtileri
2-Ataksi (dengesizlik, yürüme bozukluğu)
3-Bilinç problemleri.
|
Şüphelendiğiniz
an yapılacak yürüme testi sizi YİBÖ'ye karşı uyanık tutar. Bir ayağın
topuğu diğerinin parmak ucuna değecek şekilde yapılan yürüyüş düz
bir çizgi üzerinde olmalıdır. Ağır sırt çantası ve büyük dağ ayakkabıları
ile bile, normalde sorunsuz yürünür. Değişik derecelerdeki bilinç
bulanıklığı olmadan da YİBÖ tanısı konur. ADH belirtileri + Ataksi
= YİBÖ'dür ( Mutlaka bilinç bulanıklığı olmasını beklemeyin).
Tedavi: Burada süratli hareket etmek çok ciddi, hayatı tehlikeye
sokabilecek durumların önlenmesi açısından çok önemlidir. Yapılması
gereken şey, gecikmeden, iyileşirim umuduna kapılıp beklemeden en
kısa zamanda İNMEK'tir. Sabahı beklemek ölümle sonuçlanabilir. Mutlaka
yardım edecek birileri ile inmek gereklidir. Peki ne kadar inilecek
? Bunun yanıtı çok net: Yakınmanız olmadan uyandığınız ya da uyuduğunuz
son yüksekliğe kadar. Bunu hatırlamıyorsanız, en azından 500-1000
metre civarında irtifa kaybetmek gerekir. Eğer iniş, hava-hasta-yardımcı
durumları uygun olmadığından hemen yapılamıyorsa, bunlar sağlanana
kadar acilen tedaviye başlanmalıdır. Hemen 8 mg Dekort ampul (dexametasone'dur
ve 1 ampulünde 8 mg bulunur ) kalçadan yapılır. Daha sonra her 6
saatte bir 4 mg ağızdan alınır (Dekort'un 0.50-0.75 mg lık tablet,
Deksalon'un 0.75 mg lık tablet formları vardır ve ikisinde de dexametasone
bulunur). O2, tabi ki varsa hayat kurtarıcıdır. Dakikada 4 lt gidecek
şekilde, 4-6 saat kadar verilmelidir. Bir başka seçenek de günümüzde
yüksek irtifa dağcılığı ile uğraşan hemen herkesin bildiği basınçlı
O2 tedavisinin yapıldı bir takım teçhizatlar vardır. Yaygın olarak
bilineni Gamow Bag'dir. Certec bag, PAC (Portable Altitude Chamber)
diye de benzeri sistemler vardır. Hepsi, şişirildiği zaman silindir
şeklini alan, taşınabilir, 6-7 kg ağırlığındaki düzeneklerdir. Bunların
sağladığı şey bir iniş Simülasyonudur ve bu fizyolojik bir iniştir.
Bu sistem varsa dexametasone ile birlikte kullanılabilir. Hastanın
bunun içinde en fazla 4-6 saat kalması yeterlidir. Hasta içeri sokulup
yeterli basınç elde edildikten ( 2 psi ) 10 dakika sonra yaklaşık
olarak bulunulan yüksekliğin 2000 metre aşağısındaki ortam elde
edilmiş olur. Çanta içinde geçirilen 2 saatlik bir süre gerçek inişi
gerçekleştirmek için size 12 saatlik bir zaman kazandırır. Bazı
şeylere dikkat etmek gerekir: Soğuk bir ortamda hareketsiz kısa
bir süre kalmak bile kişiyi dondurabilir, bu nedenle hastanın uyku
tulumu ve kıyafetleriyle içeri sokulması gerektiği unutulmamalıdır.
Tam tersi, sıcak bir ortamda iseniz, hele direk güneş ışınlarına
çanta maruz kalıyorsa hastayı pişirmeniz pekala mümkün olabilir.
Bu tedaviler iniş için uygun koşullar sağlanana kadar hastayı hayatta
tutmak, daha iyi hissetmesini sağlamak, YİBÖ belirtilerinin şiddetini
azaltmak amacıyla yapılır. Tedavi gördükten sonra çıkışa devam etmek
diye bir şey asla söz konusu değildir. Mutlaka inişe geçilmesi gerekir.
Ancak bundan sonra, tüm YİBÖ belirtileri ortadan kalkınca yeniden
çıkış denenebilir.
|
Yüksek
İrtifa Akciğer Ödemi (YİAÖ) - High Altitude Pulmonary Edema (HAPE)
|
Hipoksik
ortam (O2'nin az olduğu durum), akciğer damarlarında (kılcal damarlarda)
büzüşmeye neden olur. Bu da büyük akciğer damarlarındaki basıncın
artmasına yol açar. Sonuçta buralardan sıvı kaçağı olarak akciğer
dokusu da şişmeye başlar ve anormal sıvı birikir. Buna ve oluşturduğu
tabloya YİAÖ denir.
Belirtiler, genellikle yeni bir yüksekliğe ulaşıldıktan 24 ile 96
saat içinde başlar. Genellikle geceleri başlar, egzersizle tablo
daha kötüleşir. 2500 metrenin altında pek oluşmaz. Burada da ADH
gibi, ortaya çıkmasını, çıkış hızı, ulaşılan ve uyunulan yükseklik
ve kişisel adaptasyon etkiler. YİAÖ'ye yakalanmış kişilerin % 50'sinde
ADH belirtileri, % 15'inde YİBÖ belirtileri de vardır. YİAÖ, ADH
gibi hafif yakınmalarla başlar. Başlangıçta kuru öksürük, sık ve
kısa nefes alıp verme, nefes alıp verirken zorlanma (dispne) , çıkış
sırasında bitkinlik-yorgunluk görülür. Kalp hızı ve solunum sayısı
da artar. Siyanoz (morarma) özellikle tırnaklarda görülebilir. YİAÖ
ilerledikçe, öksürük giderek balgamlı hal alır, sıklaşır. Balgam
köpüklü, içinde ince çizgiler şeklinde kanlı olabilir. Nefes almak
vermek daha da zorlaşabilir. Kişi yarı oturur pozisyondadır. Sırt
üstü tam yatamaz. Önceleri egzersizle nefes darlığı ortaya çıkarken,
olay ciddileştikçe istirahatte de olur. Aşağıdaki belirtilerden
en az ikisi varsa YİAÖ tanısını konmuş olur: |
İstirahatte
solunum sıkıntısı (sık ve kısa) Öksürük Kuvvetsizlik-egzersiz
performansının düşmesi Göğüste daralma hissi Şu işaretlerden
(bulgular) en az ikisi varsa yine YİAÖ tanısı konmuş olur: Islık
çalar tarzda solunum Boyunda, gövdede, yüzde morarma (siyanoz)
İstirahatte kalp hızının (nabız sayısı) dakikada 110'un üzerinde
olması İstirahatte solunum sayısının dakikada 30'un üzerinde
olması
|
YİBÖ
geliştiği zaman akciğerlerde O2-CO2 değişimi yeterli düzeyde olmaz.
Kandaki O2 miktarının iyice azalması beyin fonksiyonlarını da etkiler.
Özellikle de dengesizlik (ataksi) ortaya çıkabilir. Başağrısı genellikle
vardır. Kan O2'sinin giderek azalması, vücutta yaygın morarmaya
(siyanoz), beyin fonksiyonlarının daha da kötüleşmesine ve hatta
ölüme bile yol açabilir.
Tedavi: Altın kural süratle inişe geçmektir ve hayat kurtarır. En
az 600 metre inmek tabloda belirgin iyileşme sağlar. Belirtiler
geçtikten sonra hemen yeni bir tırmanış söz konusu olamaz. Aşağı
yukarı organizma 2 hafta içinde eski konumuna dönmüş olur. Ama 1-2
gün içinde hemen hiç belirti kalmaz. |
İniş
hemen gerçekleştirilemiyorsa:
1-Hasta sıcak tutulmalıdır. Soğuk, bir kaç mekanizma ile tablonun
daha da ağırlaşmasına neden olur (Hem akciğer damar basıncını
artırarak akciğere sıvı kaçağını artırır, hem de vücudu normal
ısısında tutmak için daha çok O2 harcanmasına neden olur).
2-O2 hayat kurtarıcıdır. Akciğer atardamar içi basıncını % 30-50
oranında azaltır. Dakikada 4-6 litre gidecek şekilde verilmelidir.
Süre yaklaşık 4-6 saat kadardır.
3-O2'in yokluğunda Nifedipine isimli bir ilaç kullanılır (Bu
da akciğer atardamar içi basıncını % 30 azaltır, kandaki kısmi
O2 basıncını fazla artırmaz). Türkiye'de Adalat tablet 10 mg,
Kardilat retard tablat 20 mg, Nidilat kapsül 10 mg şeklinde
çeşitli isim ve formları vardır. Hemen 10 mg lık Nidilat kapsül
(içinde sıvı şeklindedir) bir iğne yardımıyla delinir ve dil
altına sıkılır (kişi olabildiğince yutmadan ağzında tutmalıdır).
Daha sonra 10 mg lık bir tablet hemen ağızdan alınmalıdır. Ve
sonra 12 saatte 30 mg, ya da 4 saatte bir 10 mg şeklinde kullanmaya
devam edilmesi gerekir. Eğer O2 varsa, Nifedipine kullanılmaz,
gerek yoktur.
4-Hiperbarik O2 tedavisi (Gamow Bag, Certec Bag, PAC): YİAÖ
için 2-4 saatlik toplam tedavi süresi yeterlidir. Her saat hasta
çıkartılıp durumu kabaca değerlendirilmelidir. Bu, dramatik
bir şekilde geçici iyileşme sağlar.
5-İstirahat doğal olarak çok önemlidir. Egzersiz, akciğer atardamar
içi basıncını artırır.Ayrıca ekstra O2 harcanmasına neden olur.
Bazı ilaçlar YİH'de durumu kötüleştirdikleri için kullanılmamalıdırlar.
Alkol, uyku ilaçları, narkotik ağrı kesicilerin (morfin vb)
kullanılması kesinlikle yanlıştır.
|
YİAÖ
tedavi edilmezse % 40'lara varan oranda ölüm riski vardır. Daha
önceki tırmanışlarda YİAÖ geçirmiş kişiler, uygun aklimatize olmazlarsa,
özellikle 4500 metrenin üzerine çıkılacaksa, tekrar yakalanma olasılığı
% 50'ler civarındadır. Ciddi bir YİAÖ'ye yakalanmış kişi mutlaka
sonunda hastanede kontrol altına alınmalıdır ve tüm yaşamsal fonksiyonları
değerlendirilmelidir. Eğer hafif düzeyde atlatılmışsa ve yeniden
çıkş yapılacaksa, Nifedipine profilaksisi (problem oluşmadan koruyucu
olarak önceden uygulamak) yapılarak gerçekleştirilmelidir. Çıkışın
başlamasıyla birlikte 20-30 mg, 12 saatte bir ağızdan alınmalıdır.
Sonuçta genel olarak bazı kurallara uymak tırmanışın zevkli, başarılı
ve güvenli olması açısından çok önemlidir: Ve Yüksek İrtifa Hastalığının
tek kesin tedavisinin İNMEK olduğunu asla unutmayın.
|
Dr.Umut BEKTAŞ
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı
Dağcı
|
|
|
|